DÜNYANIN YENİ YEDİ TAŞ HARİKASI

2021-09-15 10:09:27

Mermer Harikası - Tac Mahal

Tac Mahal, Hindistan'ın Agra kentinde 1631-1654 yıllarında inşa edilmiş fildişi beyazı mermer bir türbedir. İslam türbe mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.

Babür İmparatorluğu'nun 5. hükümdarı Şah Cihan'ın genç yaşında vefat eden eşi Ercümend Bânû Begüm (Mumtaz Mahal) için o dönemde imparatorluğun başkenti olan Agra'da Yamuna Nehri kıyısına yaptırılmıştır. Mümtaz Mahal ve 1666'da ölen imparator Shah Jahan'ın mezarlarına ev sahipliği yapar.

Bina, imparator ve eşinin aşkı ile hanedanlığın gücünü, kudretini temsil eder. Rivayet odur ki, genç yaşta çocuğunu dünyaya getirirken kaybettiği eşine duyduğu aşkının anısına muhteşem bir anıt mezar yaptırarak teselliyi sanatta ve mimaride bulur.

Tac Mahal, 1983'ten beri UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ndedir. Yılda 3 milyon kişinin ziyaret ettiği tahmin edilmektedir. Türbe, üç ana parçadan oluşmaktadır. Her iki tarafta simetrik yapılar olarak inşa edilmiş bir cami, misafirhane ve anıtsal giriş kapısındaki yapılar.

Şah Cihan, anıt mezarın tasarımı ve inşası için mimarlar ve ustalardan oluşan bir grubu bir araya getirerek Osmanlı, İran, Suriyeli, Hintli usta ve zanaatkarları görevlendirmiştir. Yapının gerçek mimarının kim olduğu ise halen tartışmalı bir konudur. İtalya Venedik'ten Jeromino Veroneo mu? Fransa’dan Bordo'lu Augistin mi? Yoksa Osmanlı İmparatorluğundan Mehmet İsa Efendi mi?

Tac Mahal'in inşasında ince mavi damarlı parlak beyaz mermer kullanılmıştır. Yerden yüksekliği 82 metre olan kubbeler de yine aynı mermer ile üretilmiştir. Beyaz mermerden dört minareli türbesi vardır. 305x580 m. ölçülerinde dikdörtgen bir avlu içinde yer alır.  Anıtsal kubbeyi çevreleyen taç kapılar ise 33 metre yüksekliğindedir.

Tac Mahal Mozolesi, 7 Temmuz 2007'de İsviçre merkezli New 7 Wonders Of The World adlı bir vakfın dünyanın yedi harikasına alternatif olarak dünyanın yeni yedi harikasını belirlemek için başlattığı, cep telefonu ve internet oylarıyla sonuçların saptandığı dünya harikası yarışma sonucunda açıklanarak listeye dahil edilmiştir.

MAYALARIN KIRECTASI UYGARLIGI – CHICHEN ITZA

Chichen Itza, Terminal Klasik dönemindeki Maya halkı tarafından inşa edilmiş, Kolomb öncesine ait büyük bir şehirdi. Arkeolojik sit alanı, Meksika'nın Yucatán Eyaleti, Tinúm Belediyesi'nde bulunmaktadır.

Yucatán Yarımadası, nehirleri veya akarsuları olmayan bir kireçtaşı ovasıdır. Chichen Itza en büyük Maya şehirlerinden biridir ve muhtemelen daha sonraki Mezoamerikan edebiyatında adı geçen efsanevi büyük şehirlerden veya Tollans'lardan biri olacaktı. Şehir, Maya dünyasındaki en çeşitli nüfusa sahip olabilir; bu da bölgedeki mimari tarzların çeşitliliğine katkıda bulunabilecek bir faktör sayılabilir.

Muhtemelen bir süre Yucatan'ın dini merkeziydi. Bugün Meksika'da en çok ziyaret edilen ikinci arkeolojik sit alanıdır. 7 Temmuz 2007'de seçilen dünyanın yeni yedi harikasından biri olmuştur.

KUKULKAN TAPINAGI

Chichen Itza'nın Kuzey Platformu'na hakim olan yapı Kukulcán Tapınağı’dır. (Aztek Quetzalcoatl'a benzer bir Maya tüylü yılan tanrısı). Tapınak, onu gören ilk İspanyollar tarafından El Castillo ("kale") olarak tanımlanmış ve o zamandan beri düzenli olarak bu şekilde anılmıştır.  Bu basamaklı piramit yaklaşık 30 metre yüksekliğindedir. Her biri yaklaşık 2,57 metre yüksekliğinde ve zirvesinde 6 metre yüksekliğinde bir tapınak bulunan dokuz kare terastan oluşmaktadır.

Piramidin kenarları tabanda yaklaşık 55,3 metredir. Piramidin dört yüzü, 45°'lik bir açıyla yükselen çıkıntılı merdivenlere sahiptir. Kuzeydoğudaki merdiven korkuluklarının tabanında yılan başları işlenmiştir.

İlkbahar ve Sonbahar ekinokslarının etrafında, öğleden sonra geç saatlerde, piramidin kuzeybatı köşesi, kuzey tarafındaki batı korkuluğuna karşı merdivenden aşağı doğru kıvrılan bir yılanın görünümünü çağrıştıran bir dizi üçgen gölge düşürür. İnanışa göre bu tüylü yılan tanrısı Kukulcán'ın bir temsilidir.  Bu ışık-gölge etkisinin ekinoksları kaydetmek için bilerek elde edildiği yaygın bir inanç olsa da pek olası değildir. Fenomenin ekinokslar civarında birkaç hafta boyunca büyük değişiklikler olmaksızın gözlemlenebildiği gösterilmiştir, bu gözlem ise sadece ışık-gölge tahminleri ile ekinoksları tahmin etmeyi imkansız hale getirmektedir.

EL CARACOL

El Caracol (Salyangoz), Las Monjas'ın kuzeyinde yer almaktadır. Büyük kare bir platform üzerinde yuvarlak bir yapıdır. Adını içindeki taş sarmal merdivenden alır. Platform üzerindeki olağandışı yerleşimi ve yuvarlak şekli ile yapının, astronomik olaylara, özellikle de Venüs’ün gökleri geçerken ki yol güzergahına hizalanmış kapı ve pencereleri olan bir proto-gözlemevi olduğu teorize edilmiştir.

Akab Dzib (mistik yapıların evi), Baş Rahibin Tapınağı, Savaşçılar Tapınağı, Top Oyunu Sahası, Rahibeler Manastırı (idari saray), Antik Chichen (çeşitli tapınakları içeren diğer yapılar) sit alanındaki diğer önemli yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.

1980'lerin sonlarında, bazı arkeologlar Chichen Itza'nın “birlikte yönetim” anlamına gelen “çoklu sistem” ile bir konsey tarafından yönetildiğini öne sürdüler. Ancak son yıllardaki araştırmalar söz konusu yönetim sisteminin sorgulanması gerektiği yönünde bulgular sunmuştur. Maya bilimindeki mevcut inanç eğilimi, Meksika'nın güneyindeki ovalardaki Klasik Dönem Maya krallıklarının daha geleneksel modeline yöneliktir.

KUMTASI HARIKASI – PETRA

Aslen sakinleri tarafından Raqmu veya Raqēmō olarak bilinen Petra, Ürdün'ün güneyindeki tarihi ve arkeolojik bir şehirdir. Ölü Deniz'den Akabe Körfezi'ne uzanan Arabah vadisinin doğu kanadını oluşturan dağlarla çevrili bir havzada, Jabal Al-Madbah dağına bitişiktir. Petra'nın çevresinde MÖ 7000'den beri yerleşim vardır ve Nebatiler MÖ 4. yüzyılda krallıklarının başkenti olacak yere yerleşmiş olabilirler. Arkeolojik çalışmalar, yalnızca, Petra'nın başkent olduğu MÖ 2. yüzyıla kadar uzanan Nebati varlığının kanıtlarını keşfetmiştir.  Nebatiler, Petra'yı önemli bir bölgesel ticaret merkezi haline getirerek tütsü ticaret yollarına yakınlığına yatırım yapan göçebe Araplardır.

Petra’nın yapılış amacı halen gizemini korumaktadır. Tarihçiler Petra'nın yapılış amacına yönelik ciddi tezler öne sürememiştir. Ancak son araştırmalarda Petra'da El-Hazne'nin altında gizlice gömülü bir bölümün olduğu ve bu bölümün kralların mezarları olduğu araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir.

Şehir 1812'de İsviçreli gezgin Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedildi. 6 Aralık 1985 tarihinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan antik kent, 7 Temmuz 2007 tarihinde Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak seçilmiştir.

Petra antik kentinde tiyatro, tapınak, ev gibi yapılar kireçtaşına oyulmuştur. El-Hazne ve Roma döneminde inşa edilen amfi tiyatro en bilinen yapılar arasındadır.

Kumtaşından yapılmış kaya bloklarına oyulmuş tapınaklar, amfi tiyatro, mezarlar ve kabartmalardan oluşan yapı, yaklaşık 100 kilometrekarelik bir alana yayılmaktadır.

KIRECTASI MUCIZESI – GIZA'NIN BUYUK PIRAMITLERI

Büyük Giza Piramidi (Khufu Piramidi veya Keops Piramidi olarak da bilinir), Mısır'ın Büyük Kahire kentinde, günümüz Giza'yı çevreleyen Giza piramit kompleksindeki piramitlerin en eski ve en büyüğüdür. Antik Dünyanın Yedi Harikası'nın en eskisi ve büyük ölçüde bozulmadan kalan tek eserdir. Aynı zamanda Dünyanın Yeni Yedi Harikası listesinin de onursal üyesidir.

Mısırbilimciler, piramidin Dördüncü Hanedan Mısır firavunu Khufu için bir mezar olarak inşa edildiği sonucuna varıyorlar ve MÖ 26. yüzyılda yaklaşık 27 yıllık bir süre içinde inşa edildiğini tahmin ediyorlar.

Başlangıçta 146.5 metrede duran Büyük Piramit, 3.800 yıldan fazla bir süredir dünyanın en uzun insan yapımı yapısıydı. Tarih boyunca, piramidin yüzeyini kaplayan pürüzsüz beyaz kireçtaşı çeşitli nedenlerden ötürü aşındığından yapının mevcut yüksekliği 138.5 metreye kadar inmiştir. Bugün görülen, temeldeki çekirdek yapıdır.

Büyük Piramit, toplam ağırlığı 6 milyon ton olan tahmini 2,3 milyon büyük bloğun ocaktan çıkarılmasıyla inşa edilmiştir. Taşların çoğu boyut veya şekil olarak tek tip olmayıp sadece kabaca işlenmiştir. Dış katmanlar harçla birbirine bağlanmıştır. Öncelikle Giza Platosu'ndan gelen yerel kireçtaşı kullanılmıştır. Diğer bloklar Nil'den tekneyle ithal edilmiştir: Kasa için Tura'dan beyaz kireçtaşı ve Kral Odası yapısı için Aswan'dan 80 tona kadar ağırlığı olan granit bloklar.

Büyük Piramidin içinde bilinen üç oda vardır. En alttaki, piramidin üzerine inşa edildiği ana kayaya oyulmuş, ancak bitmemiş olarak kalmıştır. Granit bir lahit içeren Kraliçe Odası ve Kral Odası olarak adlandırılan odalar, piramit yapısı içinde daha yüksektedir. Khufu'nun veziri Hemiunu (Hemon olarak da bilinir), bazıları tarafından Büyük Piramidin mimarı olduğuna inanılır. Pek çok farklı bilimsel ve alternatif hipotez, kesin yapım tekniklerini açıklamaya çalışır.

TRAVERTEN HARIKASI – COLOSSEUM

Colosseum, Roma Forumu'nun hemen doğusunda, İtalya'nın Roma şehrinin merkezinde bulunan oval bir amfitiyatrodur. Şimdiye kadar yapılmış en büyük antik amfitiyatro olan Colesseum aynı zamanda yaşına rağmen bugün hala dünyanın en büyük ayakta kalan amfi tiyatro olma özelliğini de taşır. Eserin hamisi olan üç imparator, Flavian hanedanı olarak bilinir ve amfitiyatro, daha sonraki klasikçiler ve arkeologlar tarafından aile adlarıyla olan ilişkisi nedeniyle Flavian Amfitiyatrosu olarak adlandırılır.

Colosseum, depremler ve taş hırsızları nedeniyle büyük ölçüde harap olmasına rağmen, hala Roma İmparatorluğu'nun ikonik bir sembolüdür ve Dünyanın Yeni 7 Harikası'ndan biri olarak listelenmiştir. Roma'nın en popüler turistik yerlerinden biridir ve ayrıca her Kutsal Cuma günü Papa'nın Colesseum çevresinde başlayan meşaleli bir "Haç Yolu" alayı düzenlediği için Roma Katolik Kilisesi ile bağlantıları vardır.

Kolezyum, beş sentlik euro madeni paranın İtalyan versiyonunda da tasvir edilmiştir.

SABUNTASI MUCIZESI – KURTARICI ISA

Kurtarıcı İsa, Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde, Fransız heykeltıraş Paul Landowski tarafından yaratılan ve Brezilyalı mühendis Heitor da Silva Costa tarafından Fransız mühendis Albert Caquot ile iş birliği içinde inşa edilen bir Art Deco İsa heykelidir. Yüzü Romen heykeltıraş Gheorghe Leonida şekillendirmiştir. 1922-1931 yılları arasında inşa edilen heykel, 8 metrelik kaidesi hariç 30 metre yüksekliğindedir. Kollar 28 metre genişliğinde uzanmaktadır.

Heykel 635 metrik ton ağırlığında ve Rio de Janeiro şehrine bakan Tijuca Ormanı Ulusal Parkı'ndaki 700 metrelik Corcovado dağının zirvesinde bulunmaktadır. Dünya çapında Hıristiyanlığın bir sembolü olan heykel, hem Rio de Janeiro'nun hem de Brezilya'nın kültürel bir simgesi haline gelmiştir. Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri seçilen heykel betonarme ve sabuntaşından yapılmıştır.

GRANIT HARIKASI – MACHU PICCHU

Machu Picchu, güney Peru'nun Doğu Cordillera'sında 2,430 metrelik bir dağ sırtında bulunan 15. yüzyıldan kalma bir İnka kalesidir.  Urubamba Eyaleti'ndeki Machupicchu Bölgesi'nde, Cuzco'nun 80 kilometre kuzeybatısındaki Kutsal Vadi'nin yukarısında yer almaktadır. Urubamba Nehri, Cordillera'yı keserek ve tropik dağ iklimi ile bir kanyon oluşturarak yanından akar. Altta yatan kayaçlar çoğunlukla ~ 246 milyon yıllık granit (magmatik kaya) ve daha az oranda kireçtaşıdır (tortul kaya).

Çoğu arkeolog, Machu Picchu'nun İnka imparatoru Pachacuti (1438-1472) için bir mülk olarak inşa edildiğine inanır. Genellikle yanlışlıkla "İnkaların Kayıp Şehri" olarak anılır. İnka uygarlığının en bilinen simgesidir. İnkalar mülkü 1450 civarında inşa etmişlerdir, ancak bir yüzyıl sonra İspanyol fethi sırasında terk etmişlerdir.

Machu Picchu, cilalı kuru taş duvarlarla klasik İnka tarzında inşa edilmiştir. Üç ana yapısı Intihuatana, Güneş Tapınağı ve Üç Pencereli Odadır. Dışarıdaki binaların çoğu, ziyaretçilere ilk başta nasıl göründükleri hakkında daha iyi bir fikir vermek için yeniden inşa edilmiştir. 1976'da Machu Picchu'nun %30'u restore edildi ve restorasyon devam etmektedir.

Machu Picchu, 1981'de Peru Tarihi Koruma Alanı ve 1983'te UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı ilan edilmiştir. 2007'de Machu Picchu, dünya çapında bir internet anketinde Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri seçilmiştir.

Machu Picchu'da tarım yüzlerce insan yapımı olan teraslarda yapılmıştır. Bu teraslar, iyi drenaj ve toprak verimliliği sağlamak ve aynı zamanda dağın kendisini erozyon ve toprak kaymalarından korumak için inşa edilmiş önemli bir mühendislik eseriydiler.

Site kabaca kentsel sektör, tarım sektörü, yukarı kasaba ve aşağı kasaba olacak şekilde dörde bölünmüştür. Tapınaklar yukarı kasabada, depolar aşağı kasabada bulunmaktadır.

Merkezi binalar, düzenli şekilli cilalı kuru taş duvarların klasik İnka mimari tarzını kullanmaktadır. İnkalar, kesme taş adı verilen ve harç olmadan birbirine sıkıca oturacak şekilde kesilen bu tekniğin ustalarıydı. Dağın Machu Picchu'nun inşa edildiği bölümü, İnkaların yerel malzemeleriyle çözebildikleri çeşitli zorluklar çıkarmıştır. Bunlardan biri, iki fay hattından kaynaklanan sismik aktivitedir. Harç ve benzeri inşaat yöntemlerini neredeyse işe yaramaz hale getirmiştir. Bunun nedenle, sahadaki ocaktan çıkarılan İnka taşları kullanılmış ve bunlar birbirine mükemmelce uyacak şekilde şekillendirerek yapıları sağlamlaştırılmıştır. İnka duvarlarının birçok dengeleyici özelliği vardır: kapılar ve pencereler yamuktur, aşağıdan yukarıya doğru daralır; köşeler genellikle yuvarlaktır; iç köşeler genellikle odalara hafifçe eğimlidir ve dış köşeler genellikle "L" şekilli bloklarla birbirine bağlanmıştır; duvarlar, aşağıdan yukarıya doğru yükselmek yerine, sıra sıra hafifçe kaydırılmıştır.

TAS HARIKASI – CIN SEDDI

Çin Seddi, Avrasya Bozkırından gelen çeşitli göçebe gruplara karşı koruma olarak antik Çin devletlerinin ve İmparatorluklarının Çin'in tarihi kuzey sınırları boyunca inşa edilmiş bir dizi surdur. MÖ 7. yüzyıldan itibaren çeşitli duvarlar inşa edilmiş ve daha sonra Çin'in ilk imparatoru Qin Shi Huang (MÖ 220-206) tarafından seçilen uzantılarla birleştirilmiştir. Qin duvarlarının küçük bir kısmı halen durmaktadır. Daha sonra, birbirini takip eden birçok hanedan, çok sayıda sınır duvarı inşa etmiş ve korumuştur. Duvarın en bilinen bölümleri Ming hanedanı (1368-1644) tarafından yaptırılmıştır.

Savunma dışında, Çin Seddi'nin diğer amaçları arasında sınır kontrolleri, İpek Yolu boyunca taşınan mallara gümrük vergileri getirilmesine izin verilmesi, ticaretin düzenlenmesi veya teşvik edilmesi ve göç ve göçün kontrolü yer almıştır. Ayrıca, gözetleme kuleleri, birlik kışlası, garnizon istasyonları, duman veya ateş yoluyla sinyal verme yetenekleri ve Çin Seddi yolunun aynı zamanda bir ulaşım koridoru olarak hizmet etmesi, Çin Seddi'nin savunma özelliklerini güçlendirmiştir.

Farklı hanedanlar tarafından inşa edilen sınır duvarlarının birden fazla yolu vardır. Toplu olarak, doğuda Liaodong'dan batıda Lop Gölü'ne, kuzeyde günümüz Çin-Rus sınırından güneyde Tao Nehri'ne (Taohe) kadar uzanırlar; Moğol bozkırının kenarını kabaca tanımlayan bir yay boyunca toplamda 20.000 km üzerinde yayılır. Bugün, Çin Seddi'nin savunma sistemi, genellikle tarihin en etkileyici mimari başarılarından biri olarak kabul edilmektedir.

Tuğla kullanılmadan önce, Çin Seddi çoğunlukla sıkıştırılmış toprak, taş ve ahşaptan yapılmıştır. Ancak Ming döneminde duvarın birçok alanında tuğla, fayans, kireç ve taş gibi malzemeler yoğun olarak kullanılmıştır. Tuğlaların boyutu ve ağırlığı, onlarla çalışmayı toprak ve taştan daha kolay hale getirmiş, böylece inşaat hızlanmıştır. Duvarın temeli, iç ve dış siperleri ve geçitlerinde dikdörtgen şeklinde kesilmiş taşlar kullanılmıştır.

Bu tarihi yapı, 7 Temmuz 2007'de Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak seçilmiştir.

YESIM YILMAZ
İç Mekan Tasarımı ve Doğal Taş Meraklısı

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to Top